

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı "Altılı Masa’daki liderler de cumhurbaşkanı ile aynı imza yetkisini sahip olacak." açıklaması çok tartışılmıştı.
Altılı Masa'nın aday göstereceği ismin cumhurbaşkanı seçilip genel başkanların iradesi dışında hareket etmesi durumunda "kriz" çıkacağını ve yeniden seçime gidileceğini öne süren Davutoğlu, "Ben o masadaysam söz hakkım olacak" dedi. Eski başbakan, genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını, masadaki her partinin bir bakanlık alacağını ve kalan bakanlıkların partilerin oy oranına göre paylaşılacağını açıkladı.
Tepkiler gecikmedi
Altılı Masa'daki diğer partilerin "kriz çıkar" söyleminden rahatsız olduğu öne sürüldü. Davutoğlu'nun altı genel başkana cumhurbaşkanının icraatları üzerinde imza yetkisi tanınacağı açıklaması, seçmenlerin yarısının fazlasından desteğiyle seçilecek bir cumhurbaşkanının karşısına dikilecek "yeni bir vesayet sistemi" olarak da yorumlandı. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Altılı Masa içinde söz konusu başlık altında da böyle bir değerlendirme yapılmış değildir. Ama şu vardır, bahsettiğim çerçevede bir Cumhurbaşkanı Türkiye'nin kökleşmiş, kronikleşmiş sorunlarıyla mücadele edecek. Bunu yaparken bizim muhtemelen 30 Ocak'ta lansmanını yapacağımız geçiş süreci yol haritası ve hazırlanmış olan hükümet programı çerçevesinde hareket edecektir. Orada Altılı Masa'nın ortak aklı devreye koyularak cumhurbaşkanının daha sağlıklı çalışmasının koşullarını hazırlamak. Evet, bu vardır İYİ Parti bunu desteklemektedir ama bahsettiğiniz çerçevede motamot 'Cumhurbaşkanı biz dedik şunu yapacak, biz dedik bunu yapmayacak' şeklindeki bir yaklaşımı doğru bulmayız, milletimiz de doğru bulmaz."
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise "Yürütme yetkisi/görevi, Anayasa değişikliği yapılmadıkça devredilemez, ortak kullanılamaz, ortaklık kabul etmez. Anayasa'nın bu açık hükümlerine rağmen Altılı Masa'daki liderlerin alacağı kararlar veya yapacağı uygulamalar; fiilen Anayasanın kısmen ilgası, yürütme organına sivil darbe, Cumhurbaşkanına ait yetki ve görevlerin gasbı, Cumhurbaşkanının eli, ayağı ve ağzının bağlanması olur." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Davutoğlu’nun sözleri üzerinden muhalefete yüklenerek "Herkes bir aday ismi beklerken, masadan çıka çıka ülkeyi altı kişiyle yönetecekleri kararı çıktı. Kardeşlerim altı kaptan bir gemiyi batırır. Tek kaptanla bir gemi gider. İki şoför bir arabaya muhakkak kaza yaptırır. Parlamenter sisteme geçeceğiz diye çıktıkları yolda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem icat ettiler. Bunları seçtiği cumhurbaşkanı oyunu aldığı iki kişiden birini değil, masadaki altı kişiye karşı sorumlu olacakmış." açıklamasında bulundu.
Davutoğlu: “Vesayet yok”
Bu tartışmaların üzerine yeniden açıklama yapan Davutoğlu, "ilkesel bir şey" söylediğini ifade etti. "Asla vesayet altında çalışacak bir cumhurbaşkanını iş başına getirmeyiz. Güçlü cumhurbaşkanı olacak; ama şimdiki cumhurbaşkanı anlayışıyla tek başına karar veremez. Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olması konusunda mutabakata vardık. Yani genel başkanlar dışarıda bir yerde oturacaklar, Cumhurbaşkanı’na vesayet edecekler diye bir tablo yok." dedi.
Açıklamalarından vesayet anlamı çıkaranların “zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi mantığına teslim olanlar” olduğunu söyleyen Davutoğlu, eski koalisyon dönemleri gibi bir ortak aklın çalışacağını ifade etti.
Muhafazakârlara güvence mi?
Altılı Masa, demokrasiden yana duran sosyal demokrat, milliyetçi, merkez sağcı ve muhafazakârları bir araya getirerek otoriter Cumhur İttifakı’nı yenme iddiasını taşıyor. Bu iddiasını gerçekleştirmek için de tüm bu toplumsal kesimlerde güven uyandırma zorunluluğu hissediyor.
Muhafazakâr kesimin CHP’ye yönelik yıllar önceden gelen güvensizliğinin aşılması ve Altılı Masa’nın Türkiye’ye sağlıklı bir geçiş dönemi yaşatacağına inanması bu hedef doğrultusunda büyük önem taşıyor. Cumhur İttifakı’ndaki çözülmeyi hızlandırmanın, kararsız muhafazakârları ikna etmenin yolu da buradan geçiyor. Bunun farkında olan CHP yönetiminin de helalleşme söylemi, partinin geçmişine yönelik özeleştirileri ve başörtüsüne yasal güvence sağlanması konusundaki girişimleri dikkat çekiyor.
Hâliyle, Davutoğlu’nun sözlerini de muhafazakârlara, muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayının seçimden sonra bugün verilen sözlerin dışında politikalar izlemeyeceğine dair bir garanti olarak yorumlamak mümkün. Davutoğlu, anketlerde umduğu çıkışı bir türlü yakalayamamanın verdiği heyecanla kendine eski AK Parti seçmenlerinden oluşan bir taban yaratmaya gayret ediyor.
Öte yandan, Davutoğlu’nun sözleri Altılı Masa’nın karşı karşıya olduğu iki temel problemi gözler önüne seriyor.
Belirsizliğin aşılması
2023 seçimi, Türkiye’nin yönetim sistemine ilişkin bir referanduma dönüşüyor. Kimileri AK Parti’nin seçimi kaybetmesi hâlinde mevcut sistemin devam etmemesinden yana tavır alacağını düşünse de muhalefet partilerinin buna güvenerek seçime hazırlanması büyük risk teşkil ediyor.
Muhalefetin en büyük ortak vaadi olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in yürürlüğe girmesi için TBMM’de anayasa değiştirecek, en azından anayasa değişikliği teklifini referanduma götürecek bir çoğunluğa ulaşması gerekiyor.
Bu çoğunluğun sağlanıp sağlanamayacağı, sistem değişikliği takviminin nasıl işleyeceği ve göreve gelecek Cumhurbaşkanı’nın sistem değişikliğinden önce nasıl politikalar izleyeceği, Altılı Masa’nın açıkladığı tüm politika setlerine rağmen halkın büyük çoğunluğunun kafasında şimdilik belirsizlik yaratıyor. Şubat ayında açıklanması beklenen ortak hükümet programı, geçişin yol haritası ve cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkmadan da bu belirsizliğin giderilmesi mümkün gözükmüyor. İstikrardan, hükümetin her adımından memnun olmasa da en azından sistemin öngörülebilirliğinden yana durması muhtemel seçmenleri de belirsizliklerle dolu bir değişime ikna etmek mümkün olmuyor.
Davutoğlu’nun açıklamalarındaki "kriz çıkar" vurgusu, muhafazakârlara güvence vermeye çalışırken bu belirsizliği büyütüyor, kötü senaryoları akla getiriyor ve hâlihazırda oylarını artırmakta zorlanan muhalefetin çabalarına zarar veriyor. İktidar partisinin muhalefetin yönetim becerisine dair şüphelerin ve kendi arasındaki anlaşmazlıklarının altını çizdiği iletişim stratejisinin alıcılarını çoğaltıyor.
Temsilde adaletin sağlanması
Altılı Masa, belki de dünya demokrasi tarihinde eşine az bulunan genişlikte bir koalisyon kurulmasının sözünü verirken temsilde adaleti nasıl sağlayacağına dair de kafa karışıklığı yaratıyor. Elbette masada oturan her partinin hükümet programına katkı yapması gerekiyor ve bekleniyor. Ancak partilerin oy oranlarına, yani halktaki karşılıklarına bakılmadan eşit söz hakkına sahip olduğu bir yönetim de temsilde adalet ilkesinin ihlâl edilmesi tehlikesini beraberinde getiriyor.
Seçmenlerin %40’ından fazlasının desteğini alması muhtemel olan CHP ve İYİ Parti’nin tek haneli oy oranlarında kalması beklenen partilerden imza almadan hiçbir politikaya karar veremeyecek olması, yalnız temsilde adaleti zedelemediği gibi, parti teşkilatlarının ve seçmenlerinin motivasyonlarını da düşürme ihtimali taşıyor.
Altılı Masa başarı şansını artırmak için daha fazla vakit kaybetmeden neyi nasıl yapacağını herkesin anlayacağı bir dilden anlattığı ortak bir iletişim kampanyası başlatarak ve adayını açıklayarak belirsizliğe dair soru işaretlerini gidermeli, temsilde adaleti nasıl sağlayacağını detaylandırmalı, toplumsal mutabakatı sağlamalı. Bugünkü ortamda geçen her gün muhalefete zarar yazıyor, muhalefet partilerinin kendi aralarındaki rekabetini öne çıkarıyor ve topyekun değişim ihtimalini azaltıyor.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
İLGİLİ BAŞLIKLAR
cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı
geçiş süreci
Gelecek Partisi
Ahmet Davutoğlu
Altılı Masa
İYİ Parti
Kürşad Zorlu
Türkiye
Bekir Bozdağ
Cumhurbaşkanı
NEREDE YAYIMLANDI?
Yaptırımların Rusya'ya maliyeti, küresel servet eşitsizliği, popülizmin geriletilmesi
18 Oca 2023

YAZARLAR

Bartu Özden
Politics editor @ Aposto

Spektrum
Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!
İLGİLİ OKUMALAR