Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Gökçer Tahincioğlu
Gazeteci ve yazar. 1997-2018 yılları arasında Milliyet Gazetesi’nde muhabir, haber müdürü ve köşe yazarı olarak çalışan Tahincioğlu, 2019’dan beri T24 internet sitesinde Ankara Temsilcisi ve yazarlık görevlerini üstleniyor.
Cumhur ittifakı kurulduğundan bu yana, Ankara kulislerinde belli aralıklarla duyduğunuz ifadelerden biri: “Çatlak varmış, dağılacak ittifak.” Ancak bugün yapılan hiçbir eylem sadece bugünü ilgilendirmiyor. Her aşamayı mutlaka 2026’daki anayasa masası ve 2027’deki olası erken seçimle birlikte yorumlamak gerekiyor. Ve dengeler, herkes için farklı takvimleri işaret ediyor.

CHP açısından uzun zamandır beklenilen çok kritik iki başlık açısından sona gelindi: Kurultay davası ve belediye soruşturmaları. CHP yönetimi, bu aşamadan sonra artık partinin atağa geçebileceğini, kendisi gündem olmak yerine gündem oluşturacak hamleler yapabileceğini düşünüyor.

Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığına aday olamaması durumunda en güçlü aday olarak gösterilen ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni istenmesi büyük tartışma konusu oldu. Peki bu soruşturmanın diğer CHP'li belediyelere yönelik operasyonlardan farkları ne? Soruşturmaların sürmesi bekleniyor mu ve operasyon genişleyebilir mi?

Komisyon, bu yılın sonuna kadar öyle ya da böyle bir rapor hazırlayacak ve belli düzenlemelerin yapılmasını önerecek gibi duruyor. Ardından anayasa masasının kurulması gündeme gelebilir ki bütün soruların yanıt bulacağı asıl aşama bu olacak. Masada kim olacak, kim kalacak, hangi başlık masaya nasıl yansıyacak? Türkiye, çözüm süreci başlığı altında erken seçimi ve kimlerin aday olabileceğini de kapsayan, tartışmalarla dolu bir dönemi, bu yasama yılında yaşayacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden başlayan, Türkiye genelinde pek çok kent ve ilçeye yayılan operasyonlardan sonra CHP’de tek gündem, “CHP” hâline geldi. AK Parti ise gelişmeleri yakından izliyor. Kulislerden farklı iddialar ortaya atılsa da kesin olan bir şey var: İktidar partisinin, CHP'nin yalnızca CHP gündemiyle uğraşmasını faydalı bulduğu.

CHP için artık en önemli dönemeçlerden birine gelindi. İstanbul’dan çıkan karar, 15 Eylül’de duruşması yapılacak, CHP kurultayı iptal davasında çıkması olası kararlarla neredeyse birebir örtüşüyor. Bu nedenle İstanbul’da yaşananlara da CHP Genel Merkezi’nde “prova” olarak bakılıyor. Peki CHP'de konuşulan olası senaryolar ve hamleler neler?

Yaz ayları geride kaldı ve artık çözüm sürecinin biraz daha ete kemiğe bürünmesi gerekiyor. Ancak Suriye’de de bölgede de işler daha da karmaşık bir hâl alıyor. İsrail’in Gazze’yi işgal planı, Suriye’deki özerklik talepleri süreçle yakından ilgili. Komisyon, bütün bu tartışmaların gölgesinde çalışıyor ve Eylül ayında komisyondan da artık talepler konusunda hamle bekleniyor.

Boşanma ve nafaka düzenlemeleri, uzun süredir AK Parti'nin gündemindeydi. Birkaç kez gündeme alınan ve sonrasında tepkiler üzerine rafa kaldırılan bu tartışma, şimdi hiç olmadığı kadar sıcak.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tıpkı İmralı’daki Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıya benzer biçimde sürpriz biçimde yaptığı “TBMM’de komisyon oluşturulsun” çağrısı aylardır gündemi işgal ediyor. Nihayet komisyon kuruldu ve ilk toplantısını da yaptı. En zor aşama bu değildi elbette, asıl zorluk yanıt aranan temel sorular netleştikçe ortaya çıkacak.

Komisyonun oluşturulması, önceki çözüm sürecinde de ana koşullardan biri olarak gündeme gelmişti ancak komisyon kurulamamıştı. Bu anlamda tarihî bir nitelik taşıyan komisyonun çalışmaları nasıl bir sonuç verecek, farklı ülkelerdeki benzer komisyonlar gibi etkin çalışabilecek mi, bunu süreç gösterecek.

