Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Gökçer Tahincioğlu
Gazeteci-yazar
Siyasi partiler, bir taraftan yerel seçimin muhasebesini yapıyor, bir taraftan da önümüzdeki seçimsiz dönemi nasıl değerlendirebileceklerini düşünüyor.
Seçimlerin ardından iktidarın yol haritası da tartışılıyor. Öncelikli hedef ekonomik tabloyu düzeltmek ve krizden çıkış. AK Parti’nin siyasi hedefi ise gündemi uzun süre kaplayacak büyüklükte: Anayasa değişikliği…
Hemen her seçimde tartışılan "Sandıklar sahipsiz mi?" sorusu 31 Mart seçimlerinde daha önceki kadar ön planda değil gibi görünüyor. CHP'de bayrağı Onursal Adıgüzel'den devralan ekip tüm önlemlerin alındığı konusunda güvence verirken, Oy ve Ötesi gibi sivil oluşumların gönüllü sayısı hiç olmadığı kadar düşük. DEM Parti'nin "taşıma seçmen" iddiaları ise pek önemsenmiyor.
1993’te işlenen cinayetler zamanaşımına girdi. 1994’te işlenenler bu yıl girecek. Diğer “yüzleşme” davaları, yüzleşmeden kapatılıyor birer birer. Türkiye, karanlık bir tarihin üzerini örterek, aslında yeni suçların da kapısını aralıyor. Uzağa değil, görece yakın zamanda işlenen Hrant Dink cinayeti davasına, Tahir Elçi cinayeti davasına bakıldığında belki de o kapının çoktan açılmış olduğunu görüyorsunuz.
8. Yargı Paketi’nde hangi düzenlemelerin yer alacağı uzun süredir tartışılıyor. Adalet Bakanlığı’nın temelini hazırladığı, AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan pakette, üzerinde tartışılan bazı kritik düzenlemelere yer verilmedi. Kulislerdeki iddialara göre, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un işaret ettiği 9. Yargı Paketi seçimden hemen sonra TBMM gündemine getirilecek.
Depreme gerçek anlamda hazır olabilmek için sistemi baştan sona değiştirmek, sorumluları tek tek işaret etmek gerektiği, 1999’dan bugüne net biçimde görülüyor. Ancak popülizm ve iktidar mücadelesi, bütün bunlara karşı hep galip geliyor.
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Deprem kentlerinde yakınlarını kaybedenler öyle vahim olaylar yaşadılar ki depremin birinci yılı en çok, yaslarını bile tutmaya fırsat bulamadıklarını ortaya koydu.
6 Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. "Bir yıl müsaade" istenen kentlerin yeniden inşa süreci devam ederken, deprem davaları da hiçbir kamu görevlisi dahil edilmeden sürüyor. Adalet mücadelesinin uzun yıllara yayılacağından ve onlarca kişinin ölümüne neden olanların 5-6 yılda özgürlüğüne kavuşacağından endişe ediliyor.
İsrail devleti, resmî olarak "parasını verip" Mavi Marmara dosyasını kapattı. Ancak aradan geçen 14 yıla rağmen Türkiye açısından davalar hâlâ sürüyor. Mavi Marmara mağdurlarının tazminatı ise Maliye Bakanlığı kasasından ödeniyor.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, milletvekili seçilmesine rağmen hakkındaki yargılamanın durdurulmaması ve tahliye edilmemesi Anayasa Mahkemesi’nin iki ayrı kararında hak ihlali olarak nitelendirilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliyesine yine karşı çıktı. Yargıtay’ın kararı yargı kurumları arasındaki krizi derinleştirecek.