Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Enes Köse
https://aposto.com
Kamusal alanın kaybıyla beraber sokaklar ve meydanlar artık bir çeşit güvenlik paradigmasının konusu oldu. Bu anlamda şehrin meydanları ve geniş alanları, ancak olağanüstü hâllerde bir süreliğine halkın kullanımına sunuluyor ve artık sıradan olan “abluka” hâline geliyor. Tarihin bu anını gösteren iki fotoğraf.

Gazze'de açlık ve susuzluk krizi büyürken yardım noktalarına yönelik İsrail saldırıları da büyük bir tehdit oluşturuyor. Dünya Gıda Programı Gazze’deki açlık krizinin “yeni bir çaresizlik seviyesine” ulaştığını vurguluyor.

"Beyaz yakalı mizahı" dediğimiz konsept, özünde eleştirel bir niteliğe sahipmiş gibi görünse de kurduğu anlatının altında bir marjinalleştirme pratiği yatıyor. Sistem tarafından giderek daha fazla “lüzumsuz” addedilen beyaz yakalı işçi emeğine dair bu parodilerdeki temsiller, sadece isabetsiz değil, aynı zamanda bu “lüzumsuzluğun” genel bir kanı olarak yerleşmesine de katkıda bulunuyor.

Mamdani has achieved this not with disaster scenarios, conspiracy theories and a politics stuck in the present, but with a political horizon that embodies hope and a common future.

33 yaşındaki New York Eyaleti Temsilciler Meclisi Üyesi Zohran Mamdani'nin New York'un ilk Müslüman sosyalist belediye başkanı adayı olmaya uzanan yolculuğu; halktan uzaklaşmış, profesyonel bir zemine indirgenmiş, bir PR faaliyetine dönüşmüş siyaset anlayışında bir çatlak açıldığını gösteriyor.

Uzun süredir her türlü ütopya tasavvuru askıya alınan, alternatifsizliğe sıkıştırılan, her şeyin ezeli ve ebedi olduğu yönündeki kabulle hareketsiz bırakılan gençlik, artık maddi ve manevi açlığını harekete geçirerek yeniden daha iyisini düşlemeye başladı. Şimdi ise sırada, bu gündüz düşlerini olabildiğince somut bir zemine çekme süreci var.

Her seferinde başka bir endişeyle çıktığımız, yapısal nedenlerin yeterince konuşulmadığı, sorumluların bir halkla ilişkiler faaliyetine çevirdiği ve nihayetinde hakkıyla sonu getirilemeyen her facia, daha da savunmasız durumda kendi köşemize çekildiğimiz "sıradanlaştırılmış bir kriz" hâlinin ortasında bırakıyor bizi.

Sürekli bir kriz hâlinin beklenen bir sonu ve yeni başlangıçları ertelediği Türkiye için 2025 neye benziyor? Küçük bir azınlık dışında, çoğumuz için geleceğin parlak olduğunu söylemek büyük bir kandırmaca olur.

Son dönemde her şeyi "deneyimleme" arzusundaki iştahlı talebi, depresif bir haz duygusuyla birlikte okuyabileceğimiz pek çok örnek görüyoruz. Hiç gidilmeyecek yerlere yönelik turistik meraktan farklı yemekler ve mekanlara duyulan aşırı ilgiye kadar uzanan, sonu gelmez ve tatmin olmaz bir tüketim arzusunun içinde yaşıyoruz.

Yönetmen Burak Çevik, 1980 darbesine giden yolun köşe taşlarından Bahçelievler Katliamı'ndan esinlenen "Hiçbir Şey Yerinde Değil" ile katliamı seyirlik bir kompozisyona oturtuyor. Film, kurban ve faillerin aynı şiddet döngüsünde eşitlendikleri darbe sonrası anlatısının da bir yankısını perdeye aktarıyor.
