Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
İrem Çağıl
1981 yılında Ankara'da doğdu. Ortaokul ve lisede Fransızca eğitim aldı. Mimarlık ve görsel tasarım üzerine Ankara ve Milano'da lisans/yüksek lisans yaptı. Bir süre İstanbul'da mimar/tasarımcı olarak çalıştıktan sonra kurumsal hayatı bıraktı. Avrupa ve Asya'yı bisikletle ve yürüyerek katettiği çok sayıda geziden sonra Sinek Sekiz adında küçük ve bağımsız bir yayınevi kurdu. Burada yayın yönetmenliği ve editörlük yaptığı 15 sene boyunca ekoloji, cinsiyet eşitsizliği, alternatif eğitim gibi konularda, literatürün temel kitapların Türkçe'ye çevrilmesi, dağıtılması yanında yoğun bir şekilde kırsal kalkınma alanında çalıştı. 10 sene güney Ege'nin küçük bir köyünde yaşadıktan sonra 2024 yılında kızıyla birlikte İspanya'ya taşındı. Valencia'da yaşıyor.
"Don Kişot" ve özellikle Latin edebiyatının çağdaş yazarlarının Türkçe çevirmeni olarak tanınan Banu Karakaş'la neo-liberal politikalara rağmen henüz özgünlüğünü ve ulaşılabilirliğini kaybetmemiş olan Arjantin’in başkentini ve buradaki muazzam kültür-sanat ortamını konuştuk.

Son yıllarda kültür alanında üretim yapmak isteyenlere yeni imkanlar sunan podcastlerin oluşturduğu büyük ormanın içinde kadınların üretkenliği özellikle dikkat çekiyor. Çağdaş kadın yazarlardan akademisyenlerin sohbetlerine, feminizm tarihinden antik çağdaki kadın hikayelerine, cinsellik ve beden politikalarından bakım emeğine ve tıptaki dinamiklere, patriyarkanın kadınların hayatına doğrudan etkisini ele alan 20 podcast...

Bir kenti yedi günde gezme fikriyle yayıncılık dünyasına giren Monday to Sunday Book'un yaratıcıları Seda Domaniç ve Sinan Sökmen, odağına İstanbul ve Atina'yı alan ilk iki kitaplarını yayımladı. İkiliyle seyahat planlamadan yayıncılığa uzanan serüvenlerini, yayın listelerini ve dijital çağda butik yayıncılığı tercih etme sebeplerini konuştuk.

Dünyadaki bütün kadınların davası olarak tanımlanan, “sessizliği bozan” Pelicot davası sona erdi. Peki basında cesaret, güç ve ilham kaynağı olarak çerçevelenen Gisèle Pelicot'nun davasından geriye neler kaldı? Doç. Dr. Esra Arsan ile İrem Çağıl; utanç, rıza, kötülük, adalet kavramları üzerinden Pelicot davasını konuştu.

Bu yazı Atina’yı, müzeleri üzerinden anlamak ve şehrin müze çeşitliliğini tanımak üzerine. Odağımızda ise Yunanistan'ı orada iz bırakmış kişilerin hikayeleri üzerinden anlatan müzeler var. Maria Callas, Dimitris Pikionis ve Kavafis'in izinde kenti keşfe çıkıyoruz.

20. yüzyılın başlarında kadın haklarında yaşanan toplumsal gelişmelerle dünyayı ve kendini keşfetmeye çıkan Josephine Powell, bu yolculuklarından bize, kendi gözüyle gördüğü dünyaya dair çok önemli bir miras bıraktı.

Ekolojik antropoloji alanında uzmanlaşmış Selcen Küçüküstel ile seyahat-antropoloji ilişkisini, günümüzde insanların giderek daha çok seyahat etmesiyle ortaya çıkan "sömürgeci turist" tipini ve bir antropoloğun nasıl seyahat ettiğini konuştuk.

Türkçeye “Halkı halk kurtarır” olarak çevirilebilecek “El pueblo salva al pueblo” cümlesi Valencia'da yaşanan sel felaketi sonrası başlayan halk dayanışmasının ortak sloganı hâline geldi. Felaketin ikinci haftasında Valencia sokaklarında yağmur botları ve kıyafetleri çamurlanmış, ellerinde kürek ve el aletleri taşıyan insanları görmek olağanlaştı.

Türkiye'nin ilk tur bisiklet dükkanı "Bisiklet Gezgini"nin ve Bisikletli Kadın İnisiyatifi'nin kurucularından Seçil Öznur Yakan ile bisikletin kadınların hayatını nasıl etkilediğini konuştuk.

Bu yıl başında EuroVelo Avrupa Bisiklet Yolları Ağı’ndaki 19 rotadan biri olan Akdeniz Rotası’na İzmir ve çevresi de dahil edidi. Peki bisiklet kullanımının yaygın olmadığı, az sayıdaki bisikletlinin giderek daha çok trafik şiddetine maruz kaldığı, üstelik toplumsal cinsiyet anlamında da Avrupa’nın gerisinde olan Türkiye, bu rotayı kullanarak gelen bisikletlilere hazır mı?
