Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
İrem Çağıl
1981 yılında Ankara'da doğdu. Ortaokul ve lisede Fransızca eğitim aldı. Mimarlık ve görsel tasarım üzerine Ankara ve Milano'da lisans/yüksek lisans yaptı. Bir süre İstanbul'da mimar/tasarımcı olarak çalıştıktan sonra kurumsal hayatı bıraktı. Avrupa ve Asya'yı bisikletle ve yürüyerek katettiği çok sayıda geziden sonra Sinek Sekiz adında küçük ve bağımsız bir yayınevi kurdu. Burada yayın yönetmenliği ve editörlük yaptığı 15 sene boyunca ekoloji, cinsiyet eşitsizliği, alternatif eğitim gibi konularda, literatürün temel kitapların Türkçe'ye çevrilmesi, dağıtılması yanında yoğun bir şekilde kırsal kalkınma alanında çalıştı. 10 sene güney Ege'nin küçük bir köyünde yaşadıktan sonra 2024 yılında kızıyla birlikte İspanya'ya taşındı. Valencia'da yaşıyor.
Outdoor severler, sırt çantalı gezginler, öğrenciler ya da sadece seyahat masraflarını düşürmek isteyenler için, Ege’de bütçe dostu gezinti önerilerini derlediğimiz bir rehber...

Bu yazıda duyguların kültürel politiğini biraz eşelerken, feminist perspektiften doğada bulunma pratiklerini, kadınların patriyarkal sistemin etkisiyle geliştirdiği içselleştirilmiş korkularını ve yıllardır edindiğim outdoor tecrübelerinden öğrendiklerimi aktarmaya çalışacağım.

Çocukluğu ve ilk gençliği 80’lerin ve 90’ların İstanbul’unda geçen Delal Arya, çocuk kitapları ve gezi yazarı. Delal ile çocuklar için kaleme aldığı kitaplarını ama en çok fantastik edebiyatının hammaddesini oluşturduğunu söylediği, bir zamanların İstanbulu'nu konuştuk.

İkarya’daki panagiri'lerin en dikkat çekici yanlarından biri şenliklerde yaş, cinsiyet ve statü farkının neredeyse hiç olmaması. Dedeler de, altı yaşındaki çocuklar da, gençler, dünyanın farklı köşelerinden gelmiş turistler ve adanın kendi sakinleriyle birlikte aynı sofrada oturuyor ve dans meydanında buluşuyorlar.

Ne zaman dünya nüfusunun yarısını oluşturan insan grubunun binlerce yıldır yaptığı bir şey yapsam ve bir yerden bir yere işleyen iki bacağımı kullanarak ulaşmayı seçsem şu soruyu duyuyorum: “Korkmuyor musun?” Bir erkek olmadığım için genel olarak korku içinde olmalı, her şeyden önce, her şeyden korkmalı ve genellikle sabit durmalıymışım gibi... Öte yandan ben korku duygusu, varoluşuna içkin bir özne değilim. Hissedebilen bir canlı olduğum için korkuturlarsa korkuyorum, korkutmazlarsa korkmuyorum.

"Çalınan Dikkat: Neden Odaklanamıyoruz?" kitabının yazarı Johann Hari, bir göreve odaklanmadan önce düşüncelerimizi “boş gezer” beyin moduna bırakmamızın yaşam deneyimlerini işlemeye, geleceği zihinde prova etmeye ve yaratıcı çağrışımlar kurmaya yaradığını söylüyor. Bisiklet üstünde ufka bakarak dağ-tepe aşmak ya da yağmur altında saatlerce yürümek, bu akış hâlinde zihni serbest bırakmanın en iyi yollarından.

Barselona’yı ilk kez ziyaret eden biri için Gaudí’nin organik formları, tapas barlarının samimi ortamı, yıl boyu süren müzik ve sanat aktiviteleri ile dilin ikili ritmi baş döndürücü olabilir. Ancak bu şehrin sessiz, derin ve entelektüel bir yönü daha var: Kitapçıları. Buradaki kitap kültürünün şehrin ruhunu oluşturan en derin damarlardan biri olduğunu söylersek abartmış olmayız.

Camino, yalnız bir yolculuk gibi görünse de sosyal açıdan oldukça zengin bir deneyim. Yürüyüşçüler arasında dostluk kurma, dayanışma ve hikaye paylaşımı yaygın ve kültürel etkileşim bu deneyimin önemli birer parçası.

Kadınların doğurganlık ve doğum süreçlerinde özne olma hakkının sınırlandığı, “normal” olanın ne olduğuna ilişkin kadınlar hariç herkesin sesinin duyulduğu, ataerkil normların tıbbi pratikler aracılığıyla yeniden üretildiği bir alanın ortasında duran kadın doğum uygulamalarının ardındaki sistemik yapıyı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Gülnihal Bülbül ile konuştuk.

"Don Kişot" ve özellikle Latin edebiyatının çağdaş yazarlarının Türkçe çevirmeni olarak tanınan Banu Karakaş'la neo-liberal politikalara rağmen henüz özgünlüğünü ve ulaşılabilirliğini kaybetmemiş olan Arjantin’in başkentini ve buradaki muazzam kültür-sanat ortamını konuştuk.
