Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Kavel Alpaslan
1995'te İzmir'de doğdu. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde gazetecilik eğitimi gördü. 2014 yılından beri çeşitli mecralarda yazı ve haberleri yayımlandı.
Son dönemde İsrail'de, Filistinlilere "hayvan" muamelesi yapılması gerektiğinden Gazze'ye atom bombası atılabileceğine, Filistinlilere tecavüzün "hak" olduğundan aç-susuz bırakmanın "önemi"ne Filistinlileri insani özelliklerinden yalıtan pek çok söyleme şahitlik ettik. Peki bu söylemler İsrail toplumunun ciddi bir bölümünde nasıl karşılık buluyor? Cevabı eğitim sisteminde yatıyor olabilir.

Lübnan’da gündem bir kez daha ülkenin asli askerî gücü olan Hizbullah’ın silahları. Bazı kaynaklar, ABD ve İsrail’in Hizbullah’ı silahsızlandırma baskısının bir ölçüde sonuç verdiğini ve örgütün geri adım atabileceğini öne sürüyor. Peki değişen Ortadoğu dengelerinde Hizbullah nasıl bir sürecin içerisinden geçiyor?

Başlangıçta İran Devrimi'nin ön saflarındaydılar. Ardından Saddam'ın "sadık yoldaş"ları oldular. Yakın zamana kadar ABD ve Avrupa'nın "terörist örgütler" listelerinin demirbaşıydılar. Peki nasıl oldu da Halkın Mücahitleri Örgütü, bugün İran halkına "demokrasiye giden yegane yol" olarak sunulmaya başlandı?

Emperyalist saldırılar için yer yer bir savaş sebebi olarak kullanılan "istikrar" tek başına bir şey ifade etmiyor; kimin ve neyin istikrarı diye sorduğumuzda gerçek anlam vücut buluyor. Aslında bu kavramla belirli egemenlik ve kontrol biçimlerinin sürdürülmesi ve sermayenin kâra ve kaynaklara kolay erişimi kastediliyor. "İstikrar" söyleminin yakın geçmişine kısa bir yolculuk...
