<img src="https://images.aposto.com/2023/3/3/1681296481461.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.75" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Üç Elma Doğal Tarım’ın acı sosuFotoğraf: Hüseyin Genç<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom-style: none; clear: both; -webkit-user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Nerede? <a fr-original-style="" href="https://instagram.com/ucelmadogaltarim" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Üç Elma Doğal Tarım</a>, Doğanbey Köyü, Yapraklı, ÇankırıNe zamandan beri? 2000Kimin elinden? Keziban ve Hüseyin GençNeden burası? Her türlü işlem ve müdahaleden uzak duran Japon tarım felsefesi Fukuoka’nın pratikleriyle Anadolu coğrafyasında yetiştirdikleri malzemeleri meşe fıçılarda işleyerek lezzeti katmanlandırıyorlar.Neden buranın acı sosu? Biberin sos olma yolunda görüp görebileceği en yalın hâl; Hüseyin Bey’in ve bizim favorimiz.Tam kristalize olmuş Çankırı tuzuyla fıçılara gömülen biberler iyice sulanıyorlar. Meşe fıçının da desteğiyle ilave hiçbir malzeme olmadan en az 12 aylık sürede ağır ağır fermente oluyorlar. Keziban Hanım’ın favorisi patates salatalarına koyduğu hardalken Hüseyin Bey’inki biber sosu: “O kadar çok seviyorum ki sürekli cebimde taşımak istiyorum. Komşuya ya da restorana yemeğe gittiğim zaman ‘Kusura bakmayın, biber sosumu çıkarabilir miyim?’ diyorum. Hemen çıkarıp bir iki damla ekliyorum. Seyahatlerde hem kendimiz için hem de hediyelik olarak mutlaka yanımızda bulunduruyoruz. Zaten rahmetli dedemin de sırtında bir elma çantası varmış; yolda giderken önüne yaşlı ya da çocuk kim çıkarsa birer ikişer elma verirmiş. Benimki de o misal dededen kalma bir alışkanlık.”

apéro

İSTAPOST rumuzlu İstanbullu okurumuz “doğaya ihtiyacımız var” notuyla bizden İstanbul’un nefes almaya müsait, yeşilin 50 tonuyla içimizi açacak lokasyonlarına dair öneriler istemişti. Kendisinin haklı isteğine bu hafta kulak veriyor “şehirdeyim ama şehirde değilim hissiyatı yaratan, İstanbul’un huzur durakları” rehberini sunuyoruz. Oh biraz da oksijen.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Belgrad Ormanı, Sarıyer. Şehrin oksijen deposu. Metropolden kaçış planı sunan Belgrad Ormanı, İstanbulluların spor merkezi olmasının yanı sıra bir hafta sonuna yakışacak rahatlama ve huzur ortamını sana seve seve yaşatıyor. Güzel havalarda kalabalığın daha fazla olduğunu unutmamakta fayda var tabii. Bir de, yakınlarında PideBan adlı bir mutluluk durağı var ki yaktığın tüm kalorileri geri aldığına seni hiç pişman etmiyor.&nbsp;Atatürk Arboretumu, Sarıyer. Belgrad Ormanı’nın güneydoğusunda bulunan Atatürk Arboretumu adından da anlaşıldığı üzere bir ağaç parkı olduğu için zengin ağaç çeşitliliğiyle her mevsim İstanbullulara bambaşka bir renk şöleni sunuyor. Mangal, piknik gibi boğazına düşkün etkinliklere izin verilmediği için gölü ziyaret ederek uzun yürüyüşler yapmanı öneriyoruz.&nbsp;Aydos Ormanı, Kartal.&nbsp;537 metrelik rakımıyla İstanbul’un en yüksek noktası Aydos Tepesi’ndeki Bizans döneminden kalma kalesi, Aydos Orman Gölü ve yürüyüş rotalarıyla Anadolu Yakası’nın Belgrad Ormanı. Neler mi yapılabilir? Buraya gelirsen gölde deniz bisikletine binebilir; çadır kampı, piknik, bolca yürüyüş ve koşu yapabilirsin.&nbsp;Büyükada Tabiat Parkı, Adalar. Büyükada’nın nefes kesen manzarasını gözler önüne seren Büyükada Tabiat Parkı; kızılçam, erguvan, çitlembik, meşe, defne ve kocayemiş gibi ağaç türlerini görme şansı tanırken özellikle yaz aylarında bisikletle gezebileceğin bir rota sunuyor. Rastlarsan Gül Dondurma, yoksa şehre dönerken Roma Dondurmacısı da keyfine keyif katacaktır.&nbsp;Çilingöz Tabiat Parkı, Çatalca. Ben şu an İstanbul’da mıyım diye kendinizi sorgulamaya hazırsanız Çilingöz Tabiat Parkı, Çilingöz Deresi ve sazlıklarıyla seni çağırıyor. Deniz, orman, dere; ne ararsan var. &nbsp;Derenin tuzlu suyla buluştuğu noktada bir tabiat parkı statüsünde olan bu destinasyon, bolca kumluk alanıyla özellikle evcil hayvanınla yapacağın uzun yürüyüşler için ideal. Yazın gitmeyi düşünürsen bir daha düşün deriz, o ayrı.&nbsp;Baltalimanı Japon Bahçesi, Sarıyer. Bonus olsun dedik. Çoğu İstanbullunun radarına girmeyen, İstanbul'daki sayılı botanik bahçelerden Baltalimanı Japon Bahçesi, aradığın oksijeni, yeşili sana sunmuyor fakat şehir keşmekeşine mini bir es vermeni sağlayabilir. Özellikle de ilkbaharda pembe pembe açan sakura ağaçlarının gölgesinde apayrı bi tadı olur.

Aposto İstanbul

🏞️ Temiz havayı içimize çekiyor, huzur dolmaya kaçıyoruz

İstanbul'un oksijen istasyonları

Benvenuto Brunello! Yani “Hoşgeldin Brunello”. Öncelikle Brunello bir şarap, oradan başlayalım.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Brunello di Montalcino= Montalcino’dan Brunello= Montalcino’nun Brunello’su.&nbsp;</li></ul>Montalcino; Italya’nın Toskana’sında, Siena’da bulunuyor. Siena’nın da Val D’orcia bölgesinde masal gibi bir yer. Unesco 2004’te Val D’orcia bölgesini dünya mirası ilan etmiş. Büyüleyici doğasını, manzaraları, ve yapıları görünce hiç de şaşırmıyorsun buna. Masal gibi. Gladyatör filmini izleyenler? Maximus’un evine dönüş sahnesinde; başaklar arasından yürüyerek selvi ağaçları ile dizili tepeye doğru gittiğini hatırlıyor musunuz? İşte orası Val D’orcia bölgesinden! Bölgeyi tanıtıp, araya bir film sahnesi de sıkıştırdıysam, artık şaraba geçebilirim. Aşağıda Montalcino'da gün batımı fotoğrafı paylaştım; elimde bir köpüklü, karşımda alabildiğine yeşil!<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638256916224.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638261721177.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Önceki haftalarda “O kadeh buraya gelecek!” sayısında 4 adımda şarap tadımını anlattığım yazımda; 4 sene önce bir Brunello tadımında tattığım genç ve yaşlı 2 Brunello’yu paylaşmıştım. Yazı <a fr-original-style="" href="https://apos.to/i/o-kadeh-buraya-gelecek" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">burada</a>, fotoğraf aşağıda. Brunello’lar çok yaş alabiliyor, ve yaş aldıkça duyusal deneyim çok iyi yönde evriliyor. Genç ve yaşlı 2 Brunello için beklenilen aromatik notları aşağıda paylaştım. Bu notlar her şarap için geçerli olmayabilir; genelleme yapmak her ne kadar doğru olmasa da anlayabilmek ve karşılaştırabilmek için genel notları paylaşıyorum.<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638259337855.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Şaraplar Col d'Orcia Poggio Al Vento Brunello di Montalcino Riserva 1977&nbsp;ve 2010.&nbsp;Brunello şaraplarının pek önemli bir özelliği var. Hasattan sonra en az 2 yıl meşe fıçıda ve en az 4 ay şişede olmak üzere toplamda 5 yıl yıllandırılıyorlar. Yani 2021’de içebileceğin en yakın rekolte 2016. 2017 istiyorum dersen yasak! “Riserva” olanları için ise zaman daha da fazla; hasattan sonra en az 2 yıl meşe fıçıda ve en az 6 ay şişede olmak üzere toplamda 6 yıl yıllandırılıyorlar. Yine, daha erken satışa sunmak yasak! “Benvenuto Brunello” ya gelecek olursak; o sene satışa çıkacak olan Brunello’lara “hoşgeldin” denilen bir etkinlik. Yeni sunulacak olan rekoltenin gelişi kutlanıyor. Şaraplar bir nevi görücüye çıkıyor. (140+ üretici, binlerce insan) Satışa çıkmadan ilk sen tadıyorsun. &nbsp;Bu dünyanın bir çok yerinden şarap tutkunlarının geldiği ve çok merakla beklenen bir etkinlik.&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://www.consorziobrunellodimontalcino.it/en/home/home" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Consorzio del Vino Brunello di Montalcino</a>&nbsp;aracılığı ile gerçekleşiyor. 2020 yılında Montalcino'ya Benvenuto Brunello için gittim, iyi ki. Peki nasıl bir deneyimdi?<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638262649002.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.88" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">İhtiyacın olan şey bu elimde görmüş olduğun kitapçık ve 1 tadım kadehi. 140+ üretici var, rotanı iyi belirlemen gerekiyor. 1 günde bütün şarapları tatman mümkün değil ⚠ Montalcino haritasından merak ettiğin bölgeleri ve üreticileri işaretleyip başlıyorsun tadıma.<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638263135269.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.44" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638263154537.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Her yerde tükürme kovaları olsa da kıyamıyorsun tükürmeye. Ama başka türlü de olmuyor, yoksa 2. saatten sonra ne içtiğini hatırlaman pek de mümkün olmayabilir. <a fr-original-style="" href="https://apos.to/s/6164717e454723000662801a" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">"Tükürmek ya da tükürmemek, işte bütün mesele bu."</a> yazımda bu konuyu didiklemiştim, seni <a fr-original-style="" href="https://apos.to/s/6164717e454723000662801a" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">oraya</a> alalım.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638263666262.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.38" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">O kadar üretici ve şarabın arasından favorilerini seçiyorsun; sonra hangisinden "kaç şişe?" "nereden?" "nasıl?" soruları başlıyor. Benim damağımda kalanlardan biri <a fr-original-style="" href="https://www.palazzettafanti.com/vini-la-palazzetta/?lang=en" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Flavio Fanti La Palazetta</a>.<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638264074419.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.46" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Muhteşem bir deneyim, şahane şaraplar! Benvenuto Brunello'ya gitmesen de Brunello di Montalcino şarabını hayatında en az bir kere tatmalısın (bence) özel şaraplar. Ve gerçekten beklemeye değer.<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1638264433563.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.43" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Tam da geçen hafta Benvenuto Brunello 2021 gerçekleşirken, <a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/bosphoruswinesociety/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Bosphorus Wine Society</a> ile Brunello tadımı yaptık. Biz de buradan yeni rekolteye "hoşgeldin" demiş olduk. Rekolte, teruar ve üretici farklılıklarını anlamaya yönelik 5 farklı Brunello tattık. Seçkiyi merak edenler için tadım notlarımız <a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/p/CW0X2nar5WW/?utm_source=ig_web_copy_link" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">burada.</a>

Veraison

Benvenuto (Hoşgeldin) Brunello!

Londra merkezli Uluslararası Botanik Bahçeleri Koruma Derneği'nin yayımladığı "Dünya Ağaçlarının Durumu" isimli raporda, dünya genelinde yaklaşık 17 bin 510 ağaç türünün yok olma tehdidi altında olduğu ortaya çıktı. Bu sayı, dünya ağaç türlerinin en az %30’unun risk altında olduğu anlamına geliyor. 58 bin 497 ağaç türü üzerinde yapılan beş yıllık bir araştırma sonucu yayımlanan rapora göre, Türkiye’de bulunan 185 ağaç türünün 13’ü büyük risk altında.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Neden önemli?&nbsp;</h2>Botanik bahçeleri, ormancılık kurumları ve üniversitelere bağlı 60'dan fazla kurum ve 500'den fazla uzman tarafından derlenen rapor; 440 ağaç türünün doğada 50’den az örneğinin kaldığını <a fr-original-style="" href="https://www.euronews.com/green/amp/2021/09/01/over-30-of-tree-species-worldwide-are-threatened-by-extinction-landmark-report-warns" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">söylüyor</a>.• Avrupa’ya özgü ağaçların %58’i yok olma tehdidi altında.• Kuzey Galler’de bulunan menai whitebeam isimli ağaç, kalan 30 örneğiyle en büyük riski taşıyor.• Dünya çapında en az 142 türün soyu tükenmiş durumda.• En savunmasız ağaçlar arasında manolya, meşe, akçaağaç türleri ve abanozlar bulunuyor.• En fazla tehdit altındaki tür Brezilya’da.• Dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından ilk beş ülkesi arasında bulunan Endonezya ve Malezya’daki ağaçların %25’i tehlikeyle karşı karşıya.• Dünya çapında tehdit altında bulunan ağaç türlerinin sayısı; küresel olarak tehdit altındaki memeliler, kuşlar, amfibiler ve sürüngenlerin toplamından iki kat daha fazla.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Ağaç türleri neden yok oluyor?</h2>Rapor, ağaç türleri üzerinde giderek artan tehdit olarak iklim krizini işaret ediyor. Küresel hava sıcaklıklarındaki artış, ağaçların yaşam alanlarını kaybetme riskini oluşturuyor. En az 180 ağaç türü deniz seviyesinin yükselmesi ve şiddetli hava olaylarındaki artış sebebiyle doğrudan tehdit altında. Tarım alanı açmak için kesilen ormanlardan ağaç türlerinin %29’u ciddi şekilde etkileniyor. Kerestecilik faaliyetleri, hayvancılık, kentleşme ve artan orman yangınları da ağaç türlerini yok olmanın eşiğine getiren diğer sebepler arasında yer alıyor.

Aposto Gündem

Türkiye’de 13 ağaç türü yok olma tehlikesi altında

Zappa Zamanlar

Üzümler büyüdü, toplandı, ezildi mezildi. Her şey orada bitmiyor. Bekle bekle bitmiyor. Şarapçılık dünyasında şaraptaki burukluğu yani taneni azaltmak için iki yöntem kullanılıyor. Biri daha uzun süren bir yöntem; şarabın aynı kombucha gibi; şişede bekletilerek yumuşatılması ya da fıçıda bekletilerek tanenlerinin yumuşatılması. Fıçıda bekletmek doğal bir yöntem; bunu da assolistimiz meşe ağacına borçluyuz. Meşenin bir türünden fıçı yapılırken bir diğer türünden de şişelendikten sonra daha fazla yıllanmasına katkı sağlayan mantarlar yapılıyor.Meşe fıçı nereden çıktı? Her limondan limonata yapılamadığı gibi her meşeden de fıçı yapılamıyor. Sadece belli ormanlarda yetişen meşe ağaçları kullanılabiliyor. En çok kullanılan fıçılar Fransa, ABD ve Balkan ülkelerinde yetişen meşe ağaçlarından yapılıyor. Meşeler, kendi aralarında küçük ve büyük gözenekli olarak ikiye ayrılıyor. Gözenekler, şarabın havayla temasını belirliyor. Fransa, Slovenya ve Macaristan meşeleri daha küçük gözeneklere sahip, bu da tabir-i caizse daha kibar şarapların oluşmasını sağlıyor. Güçlü burukluğa sahip şarapların yapımında kullanılan büyük gözenekli meşeler ise daha çok ABD'de yetişiyor. Diğer yandan meşeler sık dikildiği için en iyi meşeler diğer meşe ağaçlarının engeline takılmadan güneşi görebilmek için uzun yıllar mücadele eden yaşlı meşeler. Şarap için en uygun fıçılar da bu yaşlı meşelerden yapılıyor. Herkes bu çılgın dünyada hayatta kalmak için bir şey yapmalı, değil mi?&nbsp;Meşe fıçısı kullanma kılavuzu: Olur da “Eve bir fıçı alalım.” dediyseniz size ulaşmadan önce nerelerden geçtiğini bilin. Öncelikle en kaliteli meşenin değeri 45 bin avroya kadar çıkabiliyor. Fıçı için kesilen meşeler ahşap dokusu bozulabileceği için elektrikli testereyle kesilmiyor (Aman dikkat! Fransa’ya gidip meşe ağacı kesip gelmeyin). Kesilen meşeler, işlenmeden önce iki üç yıl açık alanda bekletiliyor. Bu süreçte çok kurumamaları için yağmurlama sistemiyle sulanıyor ve ideal nem oranının %17-18 olarak korunması gerekiyor. Sonrasında kesilen ve bekletilen meşelerin odunsu tadınının ayrılması için kurutuluyor. Fıçı yapımı için meşeler şeritler hâlinde kesiliyor ve kocaman bir yap-boz gibi fıçı şeklini oluşturacak şekilde oturtuluyor. Fıçıların sahip olduğu bombeli şekli vermek için meşeler yakılıyor, 20 dakika suyla ıslatılıp ateşle cayır cayır yakılıp şekillendiriliyor. Ardından aroma oluşturmak amacıyla 20-40 dakika daha ateşte yakılıyor. Yakma işlemi genelde fıçıya vanilya, karamel, tütsü, kızarmış ekmek gibi aromalar veriyor. Oluşan aromanın kaybedilmemesi için de fıçıların ağzı tencere kapağı gibi kapatılıyor. Daha sonra oksidatif olgunlaştırma veya elevaj diye de geçen işlem başlıyor. Bu işlemde en başta fıçıya konulan şarabın bir kısmının zaman içinde buharlaşmasının ardından fıçıya şarap ekleniyor. Tıpkı ekşi maya kurarken her gün mayaya su ve un eklemek gibi. Hepimiz canlıyız sonuçta.En kötü ihtimalle hiçbir şey yoksa şarap ve ekşi maya ekmek yeriz!

meşe ile ilgili hikayeler